BİR YALNIZLIK HİKAYESİ
Doğum ve ölüm tarihleri arsında var olan bir hayatın yorgunluğu benimkisi,
Yaşadığım bir garip yalnızlık hikayesi.
Etrafımdaki yüzlerce insana rağmen yine kendimi yalnız,çaresiz,kıfayetsiz hissediyosam:Bunca sınırlı arasında sınırsız olan’ı özledikçe büyüyor yalnızlığım.Ruhumun vadilerinde gezinen yüzlerce insan dahi unutturmuyor,hesabı yalnız verilen ve verilecek olan imtihanımı;Aksine her bir hikaye ve her bir olay altını çiziyor kaderi yalnızlığımın…
YALNIZLIK,yarım oluşumuzdur.YALNIZLIK,,’’yalnızlığın mahsus olduğu varlığa’’duyulan özlemdir…Mecburiyettir…Zarurettir…Alnımızda insan olmanın imzasıdır.Yalnızlık şaire ‘Ne yanar kimse bana ateş-i dilden özge./Ne açar kimse kapım bad-ı sabadan gayrı’ satırları yazdıran o müstearsız histir.O his ki;kalabalıklarda yaşanan bir tenhalıktır…Tenhalığımız bize güç verebilir,gücümüzü de alabilir.Melankolik hisler içinde arabesk bir yalnızlığı tercih edersek,ruhumuz günden güne zayıflayacaktır.
Ama mezarların neden tek kişilik kazıldığını düşünüp ‘yegane’ olana inancımız artarsa yalnızlığımız bizi güçlü kılacaktır…
Sevdiklerimiz oldu,sevenlerimiz oldu. Gidenler,dönenler oldu;gidipte dönmeyenler de,
doğanlar,ölenler oldu.Güneş bir görünüp bir kayboldu.Kayan yıldızlar dileklerimize ümit oldu.En büyük hatamız,geçici olana ‘her şeyim’ demek oldu…
Bir insan,bir eşya,bir mekana ‘her şeyim’ dediğimizde,onu yitirmekle elimizde ‘hiçbir şey’ Kalmamış oldu…
Yürek coğrafyamızda yaşanmış onca devasa sevgi dahi hissettirmedi mi bize yalnızlığı?
Bitimsiz ve doyumsuz bir tat aramadık mı savruluşlarda?Kalbimizde dost yoğunluğunu en çok hissettiğimiz anda bile o anın geçici olduğunu bir an olsun çıkardık mı aklımızdan?
Yaşadığım bir garip yalnızlık hikayesi.
Etrafımdaki yüzlerce insana rağmen yine kendimi yalnız,çaresiz,kıfayetsiz hissediyosam:Bunca sınırlı arasında sınırsız olan’ı özledikçe büyüyor yalnızlığım.Ruhumun vadilerinde gezinen yüzlerce insan dahi unutturmuyor,hesabı yalnız verilen ve verilecek olan imtihanımı;Aksine her bir hikaye ve her bir olay altını çiziyor kaderi yalnızlığımın…
YALNIZLIK,yarım oluşumuzdur.YALNIZLIK,,’’yalnızlığın mahsus olduğu varlığa’’duyulan özlemdir…Mecburiyettir…Zarurettir…Alnımızda insan olmanın imzasıdır.Yalnızlık şaire ‘Ne yanar kimse bana ateş-i dilden özge./Ne açar kimse kapım bad-ı sabadan gayrı’ satırları yazdıran o müstearsız histir.O his ki;kalabalıklarda yaşanan bir tenhalıktır…Tenhalığımız bize güç verebilir,gücümüzü de alabilir.Melankolik hisler içinde arabesk bir yalnızlığı tercih edersek,ruhumuz günden güne zayıflayacaktır.
Ama mezarların neden tek kişilik kazıldığını düşünüp ‘yegane’ olana inancımız artarsa yalnızlığımız bizi güçlü kılacaktır…
Sevdiklerimiz oldu,sevenlerimiz oldu. Gidenler,dönenler oldu;gidipte dönmeyenler de,
doğanlar,ölenler oldu.Güneş bir görünüp bir kayboldu.Kayan yıldızlar dileklerimize ümit oldu.En büyük hatamız,geçici olana ‘her şeyim’ demek oldu…
Bir insan,bir eşya,bir mekana ‘her şeyim’ dediğimizde,onu yitirmekle elimizde ‘hiçbir şey’ Kalmamış oldu…
Yürek coğrafyamızda yaşanmış onca devasa sevgi dahi hissettirmedi mi bize yalnızlığı?
Bitimsiz ve doyumsuz bir tat aramadık mı savruluşlarda?Kalbimizde dost yoğunluğunu en çok hissettiğimiz anda bile o anın geçici olduğunu bir an olsun çıkardık mı aklımızdan?
Yorumlar
Yorum Gönder